11.6 C
Gaziantep
19 Nisan 2024, Cuma
AnasayfaGezi RehberiKanallarıyla Ünlü Şehirler

Kanallarıyla Ünlü Şehirler

- Reklam -

Bazı şehirlerin tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra insan eliyle yapılmış ya da doğal biçimde oluşmuş güzellikleri de dillerden düşmez. Bu güzelliklerin başında da şehirleri parçalara bölen ve farklı bir atmosfer yaratan kanallar gelir. Bazı şehirlerin kanalları o şehirle özdeşleşmiştir ve dünya çapında bir üne sahiptir.

Hatta bu şehirleri gezmenin en keyifli ve en öğretici yollarından biri de kanal turlarına katılmaktır. Şehirlerin dokusunu tamamlayan ve şehirlere anlam katan bu yapıtlar, gezginlerin her daim ilgisini çekmeyi başarır.

Bu yazımızda size kanallarıyla ünlü şehirlerden bahsedeceğiz ve yurt dışı seyahati yaptığınızda mutlaka uğramanız gereken durakları anlatacağız. Hazırsanız gezi rehberimize başlayalım ve kanal sefası yapmanız gereken şehirleri sıralayalım.

1. Venedik: Kanalların ve Maskelerin Şehri

Venedik

İtalya’nın kuzeydoğusunda yer alan Venedik, 117 adası ve küçüklü büyüklü 400 köprüsü ile masallardan fırlamış gibi duran bir şehir. Çok uzun yıllar boyunca dalgaların etkisiyle oluşan lagün, şehrin fotografik karelerini oluşturan kanallar bölgesini yaratmış. Bu bölgede bulunan yapıların birçoğu UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor.

Özellikte Orta Çağ ve Yeni Çağ dönemlerinde Avrupa şehirleri arasındaki en büyük ticari güçlerden biri kabul edilen Venedik, Rönesans’a da katkı sağlamış. Birçok sanatçıya ev sahipliği yapan şehir, çok önemli bir sanat birikimi kazanmış. Bu nedenle şehirde görülmesi gereken birçok yapı ve sanat eseri bulunuyor. Kanallar üzerine kurulmuş Venedik’e daha önce gitmediysen bir an önce yollara düş ve yapacağın gondol turuyla romantizme doy.

Adriyatik kıyılarında bulunan Venedik, coğrafi konumu dolayısıyla tarih boyunca balıkçılığın ve deniz ticaretinin etkili olduğu bir şehir. Roma İmparatorluğu döneminde kurulan kentte, günümüzde de tarihte olduğu gibi balıkçılık, deniz ticareti ve turizm en önemli geçim kaynakları arasında.

2. Amsterdam: Özgürlüklerin Kenti

Amsterdam

Hollanda’nın başkenti Amsterdam, Avrupa’nın en popüler ve çekici duraklarından. Geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanan şehir, aslen bir ticaret şehri olarak kurulmuş.

Amstel Nehri kıyılarına kurulan Amsterdam, kırmızı tuğlalı estetik evleri ve genişleyen kanallarıyla ikonik bir şehir. Her yıl milyonlarca gezginin uğradığı kent; temiz sokakları, renkli gece hayatı, ilham veren müzeleri ve enfes çiçek pazarları ile göz alıyor.

“Gezilecek yerler” listelerinde kendisine her zaman yer bulan Amsterdam, 17. yüzyılda dünyanın en önemli liman kentlerinden birine dönüşmüş. Şehirdeki kanalların büyük bir kısmı da bu dönemde düzenlenmiş. 

Amsterdam dünyanın en küçük başkentlerinden biri olmasına rağmen bir turizm, kültür-sanat, ekonomi merkezi olarak parlıyor. Avrupa’nın en keyifli duraklarından olan Amsterdam, bir şehrin sunabileceği her şeye sahip. Daha fazla vakit kaybetme ve eğlenceye ortak ol!

3. Köln: Köklü Bir Geçmiş

Köln

Romalılar tarafından MÖ 38’de kurulan Köln, Almanya’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri. “Cologne” olarak da bilinen şehir, Orta Çağ mimarisi ve dokusuyla ünlü. Orta Çağ mimarisinin ikonik yapılarından biri olan Köln Katedrali de şehrin simgelerinden biri konumunda. 

Bir açık hava müzesini andıran Köln; Roma surları, tarihi kiliseleri ve avangart yapıları ile dikkat çekiyor. Almanya’nın batısında yer alan şehir, özellikle “Weihnachten” yani Noel döneminde oldukça canlı ve renkli bir görünüme sahip oluyor.

Ren Nehri’nin ortadan ikiye böldüğü Köln, Vestfalya eyaletinin de en büyük şehri olarak öne çıkıyor. Coğrafi konum bakımından önemli bir yerde bulunan kent; bilim, sanat ve ticaretin kesiştiği bir merkez. Şehrin güzelliğini artıran nehir ve kanallar, birçok turistin de ilgi odağında. Köln seyahatine bir an önce hazırlan; pişman olmayacaksın!

4. Paris: Buram Buram Romantizm

Paris

Sen Nehri’nin kıyısına kurulmuş olan Paris, tüm dünyanın gözdesi ve buram buram romantizm kokan bir şehir. Edebiyat, resim, sinema, felsefe gibi alanlarda her dönem söz sahibi olan Paris, “Işıklar Şehri” olarak da anılan bir efsane.

Tutkunun ve güçlü duyguların her köşede hissedildiği şehir; Şanzelize Bulvarı, Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi, Versay Sarayı ve Notre Dame Katedrali gibi dünya tarihine mal olmuş yapılarıyla nefes kesen bir durak.

Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri olan Paris; ihtişamlı yapıları, sanata doyabileceğiniz müzeleri, bohem kafeleri ve huzurla dolabileceğin parkları ile her gezginin hayalini süsleyen bir lokasyon.

Modanın, sanatın, kültürel yaşamın dünya başkentlerinden biri olarak kabul edilen Paris, kanalları ve Sen Nehri kıyılarıyla seni bekliyor. Bir rüyanın parçası olmaya hazır ol!

5. Kopenhag: Mutluluk Dolu

Kopenhag

400’den fazla ada üzerinde kurulan ve Danimarka’nın başkenti olan Kopenhag, Sjaelland Adası’nın doğusunda bulunuyor. Danimarka’nın en kalabalık şehri olan Kopenhag’ın eski Dancada “ticaret limanı” ya da “tüccar limanı” anlamlarına geldiği düşünülüyor.

Yapılan araştırmalarda daima “dünyanın en mutlu ülkesi” seçilen Danimarka’da refah seviyesi hayli yüksek ve yaşam kalitesi de bununla doğru orantılı. O yüzden Kopenhag’a gitmeden önce iyi bir araştırma yapmanı ve bütçeni doğru şekilde planlamanı öneririz.

Gece hayatı ve yeme içme kültürü ile de gezginlerin merak ettiği bir şehir olan Kopenhag, aynı zamanda tarihi bir dokuya sahip. Aklında olsun: Küçük Deniz Kızı Heykeli (The Little Mermaid), Nyhavn (Yeni Liman) ve “alternatif” yerleşim yeri Christiania Özerk Bölgesi, Kopenhag’ın görülmesi gereken en önemli yerleri arasında.

Buraya geldiğinde seni bisikletler, kendine has renkli sokaklar ve mutlu insanlar karşılayacak; hazır ol!

6. Brugge: Düşsel Bir Macera

Brugge

Brugge şehri Belçika’nın kuzeyinde bulunan Flaman bölgesinde yer alıyor. “Kuzey’in Venedik’i” olarak anılan şehir, Orta Çağ’dan kalma görkemli mimarisi ve kanallarıyla Avrupa’nın popüler duraklarından. 

Brugge ismi “kanallar” anlamına geliyor ve Ren Nehri’nin kollarının oluşturduğu kanallar, bu küçük şehre düşsel bir hava katıyor. Görenleri kendine hayran bırakan şehir, herhangi bir doğal afetten ve 2. Dünya Savaşı’ndan etkilenmediği için tarihsel atmosferini olduğu gibi koruyabilmiş. Akşam ışıkları bu tarihi yapıların ve şehrin üzerine düştüğünde eşsiz bir manzara çıkıyor ortaya.

UNESCO tarafından 2000 yılında koruma altına alınan Brugge’ü ziyaret etmek için daha fazla vakit kaybetme. Yalnız bu masalsı şehre ülkemizden direkt uçuş bulunmuyor. O yüzden öncelikle Brüksel’e gidip oradan kısa süren eğlenceli bir tren ya da otobüs yolculuğuyla aktarma yapabilirsin. Kendini bir film setinde hissetmeye hazır ol.

- Reklam -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON YAZILAR

- Reklam -