11.6 C
Gaziantep
19 Mart 2024, Salı
AnasayfaHaberBuğday fiyatına makarna ihracatı

Buğday fiyatına makarna ihracatı

- Reklam -

Türkiye buğday ithal edip makarna üretiyor, bunun 1.2 milyon tonunu da ihraç ediyor. Ancak Türk firmalarının kendi aralarındaki rekabeti fiyatları çok aşağılara çekiyor. 

Türkiye buğday ithal edip makarna üretiyor, bunun 1.2 milyon tonunu da ihraç ediyor. Ancak Türk firmalarının kendi aralarındaki rekabeti fiyatları çok aşağılara çekiyor.

Buğday üretimindeki gerileme ve fiyat artışına rağmen, iç rekabetten dolayı makarna ihraç fiyatlarındaki gerilemenin de devam ettiğine dikkat çeken Orta Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (OAİB) Başkanı Nihat Uysallı, “Denetimsiz artan yatırımlar sayesinde, makarna üretim kapasitesi 2.8 milyon tona doğru gidiyor. Bu, kendi içimizde fiyat rekabeti yapmamıza neden oluyor. Sonuçta İtalyanlar bin 400 dolara ihraç ederken, biz 460 dolarlara kadar düşürüyoruz fiyatı. Yazık oluyor buğdayımıza da, makarnamıza da” dedi.

Başkan Nihat Uysallı, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak’ın buğday ve makarna ile ilgili sorularını yanıtladı.  

Buğdayda rekolte düşüşü var. Makarnalık buğdaydaki düşüş ise rekorda. Bunu öngörebildiniz mi?

Evet, bu yıl uzun yıllardan sonra ilk defa, makarnalık buğday tarafında da büyük problem var. Türkiye’de ekim alanları daralıyor. Yaptığımız simülasyonda yüzde 25’lik bir daralma görüyoruz. Çünkü buğdayda destek oranları çok düşük. Dolayısıyla çiftçi ekmiyor. Bakanlık makarnalık buğday tarafında 3.5 milyon tonluk beklentiyi, 2.7 milyon tona revize etti.

Ne yapılabilir?

Bu sene yapacağımız bir şey yok. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) acilen, özellikle makarnalık buğdayda, fiyat açıklaması lazım.Ama parayı kazanan çiftçi değil, stokçular. Stokçu oyuna girdi. Makarna sanayicisi, çiftçinin para kazanmasını istiyor. Çünkü çiftçinin ekim yapması için para kazanması gerekiyor. Ama parayı kazanan çiftçi değil, stokçular.

Bu sıkıntı, makarna ihracatına yansıyacak mı?

4.5 milyon ton civarında makarnalık buğdaya ihtiyacımız var. Makarnalık buğday konusunda bu yıl net ithalatçıyız. Bu haliyle en az 1.5 milyon ton, net ithalat görünüyor. Üretimdeki azalma fiyatlara da yansıdı. İlk defa sezon başında korkunç bir fiyat artışı var. TMO, Haziran ayı sonunda bin 450 lira baş fiyat açıkladı. Geçen sene bin 110 liralardaydı. Şu anda bin 800- bin 850 liraya yükseldi makarnalık buğday. Konya bu hafta bin 500 liradan açıldı, bin 700 lira bandına geldi. Hal böyleyken makarna ihracatıyla övünüyoruz, alkış bekliyoruz. Doğru, ciddi miktarlarda makarna ihraç ediyoruz. İtalya’dan sonra 2’inci sıradayız diyoruz. Geçen yıl 1.2 milyon tona çıktı ihracatımız. 

İhracat miktar olarak artmasına rağmen, gelir olarak düşüyor değil mi?

Bizde fiyat 460 dolara düştü. İtalyanların ihraç fiyatı ise bin 400 dolarlara çıktı. Afrika pazarında ise 410, 420 dolarlara kadar düştük. Yani ülkenin en temel değeri olan buğdayı çok ucuz fiyatlarla neredeyse bedava fiyatlarla dışarı transfer ediyoruz, yabancıları fonluyoruz. Bir süre sonra aynen ekmekte olduğu gibi burada da sorun yaşayacağız.

Bu, buğday fiyatına makarna sattığımız anlamına gelmiyor mu?

Doğru. Bildiğiniz en stratejik değerimiz buğdayı fasonculukla heba ediyoruz. Örneğin Japonlar yüksek miktarda yüksek kalite makarna ithal ediyor. Japolar bu alanda ithalatçı. Biz de Japonya’ya ürettiğimiz kaliteli, markalı makarnayı yüksek fiyattan satabiliyoruz. Bu istediğimizde markalı ürün ihraç edebileceğimizi gösteriyor.

Neden fiyat indiriyoruz?

Tamamen kendi içimizdeki rekabetle alakalı. Çok yüksek kapasiteler kuruldu peşpeşe. Kapasite kullanma kaygısıyla başlayan bir süreç. Türkiye’de, fiyat bazlı, İran’ın Mısır’ın Afrika’da Türkiye’nin rakibi olduğu söyleniyor ama ben kesinlikle bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Biz ihracat ortalamasının 100-125 dolar eklesek dahi, rakibimiz yok. Bu sadece benim iddiam değil. Rakamlar da teyit ediyor zaten.

Rahatlıkla 550 dolarlara çıkabiliriz yani?

Çok rahatlıkla. 550 dolar bandına çıktığımızda dünyada Türkiye’nin rakibi olmaz. Yani İtalya çok acıdır ki, Türkiye’de makarna yaptırıp, Made in İtaly markasıyla sağa sola satıyor.

Nasıl önlenecek bu?

Çok kolay. Yaptığımız ihracatın, özellikle Afrika’ya yaptığımız ihracatın neredeyse yüzde 85’i fason. Yani Türk markasıyla satmıyoruz. Markalı ihracat teşvik edilecek, ödüllendirilecek ve belli fiyatın altında sistem destek vermeyecek ihracatçıya. Bu kadar basit. Tabi 700 dolara 800 dolara yaptığımız yerler da var ama yarın Türkiye ortalama ihracat fiyatını 550 dolara çıkarsa dahi dünyada hiçbir rakibimiz olmaz fiyat bazında.

MAKARNA ÜRETİM KAPASİTESİ 2.8 MİLYON TONA GİDİYOR

Toplam kapasite ne kadara çıktı?

Türkiye’de fiili kapasite kurulu kapasite 2.5 milyon tonu geçti. 2.8 milyon tona doğru gidiyor. İhracat dahil kullanabildiğimiz kapasite 1.8 milyon ton. 1.2 milyon ton ihracat, 600 bin tonu da iç piyasa. Bu kapasite devam ettiği sürece bu kötü rekabet devam eder. Biz bu ülkenin en stratejik değeri olan buğdayı dünyaya bedavaya fonlamaya devam etmiş oluruz. Hem de dışardan da bol bol buğday getirmiş oluruz. Hala makarna fabrikası kuruluyor. Ülkenin genel anlamda da bir sanayi envanteri yok. Bu bizim sektöre de yansıyor.

Toplam ihracatımız ne kadar? Ne kadara çıkabilir?

1 milyon 200 bin ton kabaca 553 milyon dolar bandında ihracatımız var. Makarna değerli bir ürün. Hiç olmazsa hak ettiği yere getirenlere teşvik verilirse, rahatlıkla, mevcut haliyle, 1 yılda 700 milyon 750 milyon dolarlara rahatlıkla çıkar. Sonrasını düşünemiyorum.

TÜRKİYE İLK 5 İÇERİSİNDE

Dünya pazarının büyüklüğü nedir?

Dünya makarna pazarı yaklaşık 10 milyar dolar civarında. İhracata konu olan miktar. Türkiye böyle baktığında noodle da sayarsak ilk 5 içerisinde.

Fiyat rekabeti imaja da zarar veriyor mu?

Çok önemli bir noktaya dikkat çektiniz. Türk makarnası dünyanın en değerli makarnalarından bir tanesiydi. Fiyat rekabeti bunu yerle bir etti. Türk makarnasının imajı bugün çok kötü. Uzak Asya dahi, “Biz alamayız bu Türk makarnası” diyor. Öyle bir alışkanlık yarattık ki, Türk makarnasına müşteri fiyat biçiyor. Yaptığımız hatalar yüzünden bugün Rusya’ya makarna satamıyoruz. Rusya yaklaşık 65-75 bin ton İtalya’dan makarna ithal ediyor. Burnunun dibindeki Türkiye’den almıyor.

MAKARNA’NIN YÜZDE 80’İNİ FASON SATIYORKEN HANGİ MARKANIN İMAJINA, NASIL ÇALIŞACAKSIN…

İhracatta sistem gerçekten Türk imajına değer veriyorsa ki ben verdiğini biliyorum. Devlet burada masum ve iyi niyetli. Ve yağdırıyor teşvikleri. Ancak teşvikler doğru yere kanalize edilmezse çarçur olup gidiyor. Denetlemiyoruz ve ölçemiyoruz. Mesela X ülkesi için navlun desteği veriyoruz. Ama, “Ben bu desteği verdim, o ülkeye satış neredeydi, bu desteğin devamında ve sonrasında nereye getirdim” diye sormuyoruz. Sistem başlangıçta ve bugün diye (etki analizi) ölçmüyor. İhracat yapma zorunluluğu panikle hata yaptırıyor. Kim ne istiyorsa alıyor. Turquality var mesela eleştirmiyorum. Turquality, Türk markalarına, başladığımızdan bu yana ne katkı yapmıştır. Henüz ölçemedik. İnanılmaz paralar gidiyor. Gitsin, daha fazlası da gitsin ama getirisi de bilinsin.

Birlik olarak tanıtım konusunda çalışmanız var mı?

Bunu firmalar, kendi marka anlayışıyla yapıyor. Dünyada 460 dolara makarna satıyorken, bunun da yüzde 80’ini fason satıyorken, hangi markanın imajına, nasıl çalışacaksın. Teorik olarak mümkün ama fiilen mümkün değil. Markayı nereye konumlandıracaksınız.

Bir yere ucuz makarna satarak o pazarı garanti altına alamıyorsun. Örneğin Irak. Türkiye’nin en ucuz makarnayı sattığı pazar. Mayıs 2019’da 386 dolar fiyatı vardı. Yasakladı. Marka ve pazar çeşitlendirmesi bizim için hayati önemde. Bir pazara dünyanın en ucuz makarnasını da satsanız, bir nedenle yarın orayı kaybedebilirsin. Bu yüzden de marka çok değerli. Eğer ihraç ettiğiniz ürünlerde markalaşmaya önem verirseniz orası olmazsa, burası olur.

AYRINTI / Rakibimiz, aklımız mı?  / Ferit PARLAK

İç ve dış makarna talebini 1.8 milyon ton kapasite ile karşılayabilecekken; bunu bilerek 2.6 milyon ton kapasiteye çıkmışken, yatırımlara devam ediliyor. 

Bu yeni yatırımlar için alınan kredi, hammadde borçları, vergi,  prim ve maaşların ödenebilmesi için, üretilenin satılabilmesi gerekiyor… 

Arz fazlası nedeniyle satılamayınca da, ürün fiyatı düşürülüyor… 

Sonuçta, İtalya’nın 1400 dolara sattığı makarnayı, biz 460 dolara satıyoruz… 

Her ama her sektörde bunu yapıyoruz… 

Akıl dışı yatırımlarımızla başta kendimizi, yardım edenlerimizi, yerli rakibimizi ve dolayısıyla ekonomimizi batırıyoruz… 

Veriye ve bilimselliğe dayanmayan ‘destek’, ‘teşvik’ sistemimiz ile de, aslında “herkesi batıran bu döngüyü” teşvik ediyoruz…

kaynak: dunya.com

- Reklam -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON YAZILAR

- Reklam -